2020-2021 Marmara Avrupa Haftası Etkinlikleri 1. Gün

2021 Marmara Avrupa Haftası Etkinlikleri kapsamında, Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü ile İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) işbirliğinde 3 Mayıs 2021 tarihinde Türkiye-AB İlişkilerinde Güncel Gelişmeler başlıklı bir webinar düzenlenmiştir. 2021 Avrupa Haftası Etkinlikleri açılış konuşması, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar tarafından yapılmıştır.

Prof. Dr. Erol Özvar konuşmasında, Türkiye-AB ilişkilerinin ekonomik ve siyasi olarak çok yönlü ve girift bir şekilde devam ettiğini, Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik öneminin yanı sıra, artan kitlesel göç tehdidinin ilişkileri önemli bir noktaya taşıdığını vurgulamıştır. Türkiye’nin ilk AB enstitüsüne sahip olan Marmara Üniversitesi’nin bu alanda öncü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Özvar, her sene 9 Mayıs Avrupa Günü nedeniyle Enstitü’nün Türk ve Avrupalı uzmanları bir araya getirerek, taraflar arasındaki ilişkilerdeki sorunların çözümü üzerine akademik çalışmalar gerçekletirilmesinden duyduğu memnuniyeti de dile getirmiştir.

gun_1_Rektor_Prof_Dr_Ozvar.jpg (248 KB)

Webinar, TUNAECS Başkanı ve Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Kurucu Müdürü Prof. Dr. Halûk Kabaaalioğlu’nun moderatörlüğünde, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı’nın konuşmasıyla devam etmiştir. Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Türkiye-AB ilişkilerinde son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında göçten enerjiye, Gümrük Birliği’nden çevreye kadar güncel konular dahilinde kapsamlı bir konuşma gerçekleştirmiştir.  

Büyükelçi Faruk Kaymakcı konuşmasında Türkiye’nin AB ile ilişkilerini işbirliği içerisinde ve somut öneriler çerçevesinde sürdürdüğünü vurgulamış, tarafların aralarındaki sorunlara rağmen birlikte çalışmaya devam etmelerinin gerekliliğine de dikkat çekmiştir. Büyükelçi Kaymakcı, özellikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının AB üyeliği konusunda olumlu görüşlerinin değerli bir perspektif olduğunu vurgulamıştır. Büyükelçi Kaymakcı, ülkemizin AB üyeliğine yönelik güçlü duruşuna, taraflar arasındaki ekonomik ilişkilerin geldiği noktanın vize serbestisi ile tamamlanması gerektiğini ifade etmiştir. Bu anlamda Türkiye’nin vize serbestisi için gerekli olan son altı kriteri yerine getirmesinin önemine değinmiştir. Nitekim, AB’nin 15 Temmuz 2019 tarihinde almış olduğu Türkiye ile yaptırım kararının, ilişkilerin sürdürülebilirliğini sağlayan kurumsal mekanizmaları ortadan kaldırdığına da değinen Büyükelçi Kaymakcı, üyelik ilişkilerinin devam edebilmesi için bu durumun mümkün olan en kısa sürede düzeltilmesinin gerekliliğine dikkat çekmiştir. 

gun_1_Buyukelci_Kaymakci.jpg (233 KB)

Büyükelçi Kaymakcı, ayrıca, Türkiye’nin bugüne kadar üyelik süreci içerisinde AB müktesebatına uyum konularında gerekli adımları attığını, AB’nin de aynı şekilde vize serbestisi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, müzakere fasılları açılması konularında gerekli adımları atması gerektiğine işaret etmiştir. Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Türkiye’nin AB ile ilişkilerini tam üyelik süreci ekseninde sürdürmeye çalıştığını ve AB’nin de bu yönde ilişkileri sürdürmesini beklediklerine dikkat çekerek konuşmasını tamamlamıştır.

 

Soru-cevap bölümünde gelen sorular kapsamında Büyükelçi Kaymakcı, Türkiye’nin Avrupa programlarına katılımı, göç meselesi, Kıbrıs meselesi, Yeşil Mutabakat ve vize serbestisi konularına değinmiştir.

Türkiye’nin AB programlarına katılımının önemine değinerek özellikle Ufuk Avrupa ve Erasmus programlarının toplumların yakınlaşmasında önemli bir rol oynadıklarını belirten Kaymakcı, Türkiye’nin ilerleyen dönemlerde de bu programlar içerisinde yer alacağını ve bu konuda çalışmaların sürdürüldüğünü belirtmiştir.

Özellikle son beş senedir Türkiye-AB ilişkileri içerisinde önemli bir konu haline gelen göç meselesi üzerine gelen sorular üzerine ise Kaymakcı, AB’nin göç sorununu tam olarak kendi sorunu gibi görmediğini belirterek, göçün AB sınırlarına ulaşmadan engellenmesine yönelik politikaların AB içerisinde ön plana çıktığını vurgulamıştır. AB’nin karmaşık kurumsal mekanizmalarına ve AB’nin kendi içinde karar alma konusunda yaşadığı sorunlara vurgu yaparak mültecilerin paylaşımı konusuna değinmiştir. AB içerisindeki Suriyeli mültecilerin yanı sıra, Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin eğitim sistemine entegrasyonuna da değinen Kaymakcı, bu konuda bakanlıkların ortak çalışmalarından bahsetmiştir. Bu çalışmaların sayıca çok olmasına ve girişimlerin ciddiyetle takip edilmesine karşılık, Türkiye’deki göçmen  yoğunluğunun ciddi bir zorlaştırıcı etken olduğunu ifade etmiştir. Gelecek dönemde, bu konuda geliştirilecek projeler için Türkiye’deki üniversitelerin ortaklığının önemli olduğunu vurgulayan Kaymakcı, Marmara Üniversitesi ve özelde Avrupa Araştırmaları Enstitüsü ile bu konuda gerçekleştirilecek ortak çalışmaların önemine değinmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin, Suriye’de bulunan ve savaştan etkilenen Suriyeliler için de çalışmalarda bulunduğunu belirten Kaymakcı, şu anda dolaylı veya doğrudan 5.5 milyon Suriyeli’nin desteklendiğini belirtmiş; Türkiye’de ise şu an 4.2 milyon Suriyeli olduğunu ifade etmiştir.

18 Mart 2016’da Türkiye ile AB arasında varılan mutabakatı da değerlendiren Büyükelçi Kaymakcı, bu mutabakatın sadece göç konusuna indirgenemeyeceğini ve çok daha kapsamlı bir mutabakat olduğunu vurgulamıştır.   18 Mart mutabakatının ikili ilişkiler için önemli bir fırsat sunduğunu belirten Faruk Kaymakcı, açılan yeni fasılları ifade etmiş; ancak, 15 Temmuz 2019 sonrası bu süreçlerin tersine döndüğünü ve ilişkilerde Türkiye’nin yalnızlaştığını vurgulamıştır. Gelecekte ilişkilerin olumlu bir seyir izleyebileceği konusunda olumlu bir yaklaşım gösteren Kaymakcı, ilişkilerin iyileşmesinin reform sürecinin ilerlemesiyle ilişkili olduğunu belirtmiştir. 

Rektörümüz Prof. Dr. Erol Özvar ise yüksek öğretim perspektifinden yaptığı değerlendirmesinde, Suriyeli göçmenler için açılan özel kontenjanlara vurgu yaparak her bir devlet üniversitesinin bu konuda destekçi olduğunu belirtmiş ve yükseköğretime kazandırılabilecek öğrencileri desteklemeye devam edeceklerini ifade etmiştir. AB perspektifi üzerinden, Avrupa Araştırmaları Enstitüsü’nün Suriyeli göçmenlerle ilgili çalışmalarda etkili olabileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erol Özvar, Marmara Üniversitesi’nin bu alanda genel olarak çalışmalara dahil olduğunu belirtmiştir. Ortadoğu’nun ilim gelenekleri ve mirasına değinen Rektör Prof. Dr. Özvar, bu mirasın Suriye’deki savaş nedeniyle olumsuz şekilde etkilenmelerini vurgulamış ve bu konuda Avrupa ile dayanışma halinde yapılan projelerdeki umursamazlığa dikkat çekmiştir. 

Gelen sorular kapsamında Kıbrıs meselesini de değerlendiren Büyükelçi Kaymakcı, 55 yıllık girişimlerin net ve gerçekçi bir sonuç getirmediğini ifade etmiş; Türkiye’nin, yeni parametrelerle çözüm aranması gerektiğine dair bir tavır ortaya koyduğunu belirtmiştir. Kıbrıs sorununun çözümünde AB’nin bir karar vermesi gerektiğini belirten Büyükelçi Kaymakcı, ya Türkiye’ye zıt bir tutum ya da Türkiye ile ortak zeminde bulunmaya üyelerin ikna edildiği işbirliğini öne çıkarmaya dayanan iki seçeneğin olduğunu vurgulamıştır. Türkiye’nin ikinci seçeneği desteklediğini belirten Büyükelçi Faruk Kaymakcı, AB ile ilişkilerde önemli olanın Türkiye’nin siyasi reformlar konusunda ilerlemesi olduğu tespitinde bulunmuştur. Türkiye’nin AB üyeliğine hazır olmasının, ikili ilişkilerdeki sorunların çözümü için anahtar niteliğinde olduğunu vurgulamıştır. 

Yeşil Mutabakat ve İklim Krizi konularında gelen sorular üzerine yaptığı değerlendirmede Büyükelçi, Yeşil Mutabakatın çok kapsamlı olduğunu, üretim ve tüketim modellerini de kapsadığını vurgulamıştır. Bunun sadece bir çevre politikası olmadığını ve her alanda etki ettiğini belirtmiştir. Türkiye’nin bu konuda yeterli alt yapısıyla sürece hazırlıklı olduğunu ve net bir irade gösterildiğini vurgulamıştır. 

Son olarak vize serbestisi ve Türkiye’nin yerine getirmesi gereken kriterler konusundaki değerlendirmesinde Kaymakcı, Türkiye ve AB’nin meselelere bakış açılarındaki farklılıklara değinmiş; AB ile bu konuda iletişimin güçlendirilmesine, ortak çalışmalar yapılmasına ve ortak bir dil geliştirilmesine vurgu yaparak sorunların aşılabilir olduğunu ifade etmiştir. 

Soru cevap bölümünün tamamlanmasının ardından, ilk olarak TUNAECS Başkanı ve Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Kurucu Müdürü Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu teşekkür ve kapanış konuşmasını gerçekleştirmiştir. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakçı ise webinarın kendisinin bu sene katıldığı ilk 9 Mayıs Avrupa Günü etkinliği olduğunu belirtmiş; davetleri için Marmara Üniversitesi ve Avrupa Araştırmaları Enstitüsü’ne teşekkürlerini iletmiştir. Webinar, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özvar ve Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Muzaffer Dartan’ın etkinliğe iştirak eden tüm katılımcılara tebrik ve şükranlarını sunmaları ile tamamlanmıştır. 

HIZLI ERİŞİM